bu darağacının tahtalarını bir ben sırtlamış olamam
beni sokağın ortasına
bu kavganın omurgasına
ben, kendimi tekmelemiş olamam
saçını okşayan bir el değil
pençeli, seni ince ince düzmüş bir sancı
yüzünü asla aynaya çevirmeyen
daima bulutlara sarmaya çalışan yansıman
hala yumruklamadığın
bir ağacın gölge ettiğini değil de
sislerin beni kucakladığını buldum sadece
bir çocuğu omuzlarından sarsamayacağıma göre
kazıdım, kazıdım, kazıdım
kürek etime değene
kendim ile çakışıp
kıvılcımları dinleyerek uyuyana kadar
ama hep bir içe doğru bir çökme bu
çiçeklerin köküne doğru çürümesi kadar
annemin yüzü
göğsümün ta şuradaki şimşeğiyim
kanat yırtarken nasıl peri olabilirim diye sordum
cevabını beşiğime kazıdım
bir kıymık değil ki bu
canımın çığlını sökeyim
bu bir intihar mektubu değil
ama odamdaki kurşun sesinin ta kendisi
daha ne yapayım
öksüzlük bu
perihan
2021-04-03T13:01:05+03:00eksik olmayın arkadaşlar çok teşekkürler ederim 🌷
O.
2021-04-03T12:51:21+03:00Sonuna bir küfür bastığım, içimi tehdit eden şiirler gibi şiiriniz
perihan
2021-04-02T23:08:04+03:00@furkanndolek bu yorum benim için çok değerli, çok teşekkür ederim. 🌿
furkan dölek
2021-04-02T23:03:33+03:00''daha ne yapayım, öksüzlük bu.'' açık ve net bir itiraftır bu ama asla intihar mektubu değil. kaleminize sağlık perihan hanım.
perihan
2021-04-02T22:44:48+03:00@ghtirpan eksik olmayın, çok teşekkür ederim 🌷