Söyle, bu evrende mümkün mü

Düşünceyi unutulabilir kılmak?

 

Düş kuran her insanın bir dünyası var

Ben kendi dünyamın Mesih'iyim bak!

Işıkların süzüldüğü bir pencerenin önünde

Seni seçtiğimi işaret ediyorum

İsa’nın, Matta’yı seçtiği gibi

Kafanı kaldırıp beni görmeni diliyorum

Düşlerimde bana yaklaştıkça

Ayaklarının altındaki toprak benden uzağa kayıyor

Aman Tanrım! Bu benim hayatımın vertigo etkisi!

Belki bu evrenin duvarlarında

Veyahut ışığın hızını geçtiğimiz bir zamanda

Sen uzaya dokunabilirsin sevgilim

Zaman, kütle, enerji veya

İyilik, kötülük, estetik

Her şey bir kavramdan ibaret

 

Bu yoksunluk gözlerimi yoruyor

Lütfen, ışıkları kapat!

 

Cebimdeki bozukları nereye atsam

Ayaklarının dibine düşüyor

Ayakların dünyanın merkez noktası

Başını aşağı indirmiş ayçiçekleri

Kahve içinde çırpınan bir sinek

Belki birkaç karanfil

Adil değil hiçbir düzen

Seni geri getirmiyor hiçbir buluş

Zaman makineleri, elektrik

Saçma!


Hangi şarkıyı söylersin beni karış karış gezerken

Kaptan Kidd’in hazinesinden değerli melodilerin.

 

Saçlarından sırtına uzanan yolda

Kopar birden arzuların patırtısı

Denizleri aşabilir tutkun

Bir kış vakti diriltebilir kokun

Kuzeyin suskun ormanlarını

Olacak iş değil şimdi

Sıcaklığında buharlaşıp gitmek

Sana ulaşırken hızlıca

Topuğuma saplanan ok

Tenin yıkanmış burada

Bir savaşçının zafer şarabıyla

Olacak iş değil meydanı bırakıp gitmen

Söyle bana,

 

Kaç dünya daha keşfetmeliyim

Kaptırmamak için seni azgın rüzgârlara.