Yerim yok

Ağlamaya yerim

Her odası dolu evin

Sorumlulukların ve rollerin

Biçilmiş etiketlerimin arasında

Kendi alanımın izdüşümü nerede?

Ben hangi duvarın resmiyim?

Dünya ya sığamamış ruhlar

Hangi sınırın ötesinde can bulmuşlar?

Yerim yok

Hıçkırarak ağlamaya yerim

Aynı duyguların tekrarı

Değişen kimliklerin alfabetik sırası

Kimliğimde ızdırap çeken adım

Mutlak bir yolculukta

Neden yok bir yerim?

Zorun içinde bir tutunmanın hikayesi

Senin acınla yarışır mı benimkisi?

Başladı bitecek denen varoluş

Bu kadar mı sığdıramaz bu yolun rüyasını?

Bir kitabın arasında

Bir kapının önünde

Bir ağacın dalında

Bir ezginin notasında

Bir rafın ikinci katında

Bir eylemin pankartında

Bir elin içindeki çizgide

Bir şehrin nüfus sayısında

Ya da yüreğinde bir tapunun

Buselerin kokusunda belki

Yok diyorum yerim

Gecenin kavruk gülümsemesinde

Ağlamaya yok yerim

İçime akıyor tüm odaların yaşı

Taşacak bir nehrin başından

Hiç haberleri yoklar

Onlar bilmiyor

Görmezden gelinip geçilen bir tüy gibi

Ağlamaya yok yerim

Duvarlarınız diyorum

Bu gece

Sizin de öyle mi?

Yoksa zamanı mı değil?