eşsiz güneş bulutları ölüme davet ediyordu 

alenen kurutuyordu kalbini 

bu hep böyle mi olur?

bir şeyden kaçıyorum, bir şeylerden kaçıyorum 

karanlığı delemiyor, baharlara erişemiyorum

yürüdüğüm yollara ışık tutamıyor, bir ışık bulamıyorum 

bir ışık…

kafamın içini birkaç sevgi kırıntısı adına şiirlerle kaplattım

kalbinin teline dokunsun 

kalbimin içini bir parça sevgi adına bulutlarla donattım 

duymadın mı hiç şiirleri?

hiç bilmez misin bulutları?

yoksa, bu hep böyle mi olur?

aynalarla vedalaştım dün gece, bir parça uyku için 

kollarımı iki yana açabildiğim kadar sevgim

fakat korkularının üzerine gittikçe darbe alan küçük bir çocuğum aslında 

bu sevda büyük mü kalbime?

bu sevda boyumdan büyük mü yoksa?

oysa aynalarda saçlarımda tel tel beyazlar görür oldum

otuza merdiven dayadım, yine de sana ulaşamadım 

niye izin vermiyorsun avuçlarına bulutlar koymama?

niye izin vermiyorsun yoluna şiirler koymama?

her neyse kimseler anlamaz zaten bulutlardan, şiirlerden 

sen öyle güzelsin ki

sen öyle güneş gülmesi ki

bulutlar ve şiirler koydum yollarına

beni unut, şiirlerimi unutma…