Sanırım yazı türleri arasındaki ayrımı yapamıyorum artık.


Üç-beş kişinin okuyacağı şey de değerlidir, yazayım.


Yağmur yağınca bu şehir nasıl oluyor da eriyip akıp karışmıyor denize bilmiyorum.


İzmir'de kurs öğretmenliği yapıyorum.


Şuan yazdıklarımı sevmiyorum.


Mesai sonrası tek başıma bira içiyorum.


Doğum günümü kimseye inatla söylemedim, o yüzden yalnız geçireceğim doğum günümü.


Nasıl oluyor da yağmur eritmiyor bu şehri, tüm gecekondularını ve iğrenç gökdelenlerini, tahammülsüz insanlarını ve kedilerini, bilmiyorum.


Yeterince asitli değil sanırım.


Yazdıklarımın da bir değeri hiç olmadı sanırım.


Kendimi eyledim.


Okuyandan da özür dilerim.