Oysa ben o deli dolu günlerin umuduyla uyanacaktım her sabah

Gökyüzüyle yüzümü yıkayıp

En sevdiğim şarkıyla doyuracaktım karnımı

Yeniden haykıracaktım hürriyetin ve aşkın şarkısını sokaklarda

Koşar adım geçecektim sana çıkan yolları

Usanmadan o yolları, dar sokakları, kalabalık caddeleri…


Önemsemeyecektim ıslanmış olmayı

Çünkü ben ıslanmayı severdim bilirsin

Aldırış etmezdim güneşin kavurucu sıcağına

Ne önemi vardı sabahın körünün ya da gecenin bir yarısının

Uykusuz kalmışım o gece seni düşünmekten, bir önemi yok

Açmışım, susuz kalmışım dert değil -di-


Şimdi prangalar vurulmuş hayallerim gökyüzüne hasret büyüyor

Sahi gökyüzü ne renkti?

Unutuldu hatıralar radyolar gibi

Tavan aralarında koyun koyuna toz tutuyorlar



(Okursanız fikrinizi almayı çok isterim. Benim kimsem yok. Yani edebiyat üzerine konuşacak kimsem yok. Şiire de bir isim öneriniz olursa sevinirim. Şimdiden teşekkürler.)