Bazen söküp dilimi yerinden duvara raf yapmak isterim,

kestirme yollardayken ömür gözümde büyür en çok,

kurtlanmış bedenlere hayat üflemek isterim,

bildiğim yolların aydınlık ilkelerine eğmektense boynumu,

bilmediğim karanlıklar filizlensin isterim karnımda,

uyum sağlamak realisttir Meyrem-terimlerden anlamam,

kelimeleri pek doğru seçemem- en huzurlu mevzularda bıraktım çenemin naifliğini,

tenime sınırı geçmek isteyen bir dolu kadın dokundu,

tanımadığım yataklarda ezberden yalanlar okudum kendime,

sevişmekten bayatlamış kahve ve şaraplarla vaftiz edilmeye çalıştım,

bir sürü şey doğurdum bir sürü şey öldü beni,

küllenmiş ceketimi tükürüp yere tanrı tatsın istedim,

topuklar kaldırım yerine sırtıma hep bastırdılar,

onlar bastırdıkça ben bir çizik daha attım duvara,

yine de ayrı düşemedim morarmış gözlerinden,


Meyrem ben bugüne kadar yalnızca seni bilmek istedim,


mazur gör merakımın kalçalarına duyduğu iştahı,

sen yatakta uzanırken-tavana ince ipliklerle dikiliyken gözlerin,

kıyameti bildirecek melek sarılı sigarasını yalıyordu,

ben aciz bir insanken asla karşı koyamam diriliğine

ve işe yaramaz faniliğim el vermiyor seni öpmeme,

salıncaktan düşen çocukluğunu getir yatır göğsüme,

dar sokakların genişlesin diye tanrından af da dilerim.