8 mart, dünya emekçi kadınlar günü ya da tüm faillere bir günlük sus emri. Kadının adıyla ve hak savaşıyla anılan bugün, kimi okları yanlış tarafa çekerken kimisini de tam yerinden vuruyor. Esas olan tek bir şey var. Bu mücadele dün de vardı yarın da var olacak. Sormamız gereken soruları sorabiliyor, bakmamız gereken yere bakabiliyor muyuz doğrudan? Kadının varlığı ve yaşamı en çok savunulması gereken anlarda iki çift popüler fikrin, yazının, şovun altında kalıyor. Bir eleştiri yapılacaksa, bir başkaldırı bir var olma savaşı verilecekse ilk kendimizden başlamalıyız, bir kadın ve insan olarak ilk kendimi eleştirmeli yanlışıma bakmalıyım. Bugünün kapital tüketim arenasında en insanca olan hakkımızı ışıklı kameralar ardından haykırıyoruz dünyaya. Elbette ki tek amacımız duyulmak, görülmek, anlaşılmak. Ancak bunu yaparken ne kadar sahici ve birlik olabiliyoruz, sormalı düşünmeliyiz bu gerçeği. Kadınsız bir erkek mücadelesi erkeksiz bir kadın mücadelesi sonu gelmeyecek çelişkiler barındırıyor. Var olabilmek için ihtiyacımız var birbirimize. Sesimizi bir kılabilmemiz gerek. Erkek egemenliğinde oluşmuş kültürel yapıya ve sorunlara bir kadının da bir erkeğin de aynı ölçüde ses çıkarması karşı koyması gerek. Birbirimizle savaşmıyoruz, gayemiz insan olmak, insanca yaşamak. Erkek kardeşlerimi çağırıyorum yanıma, gelin birlikte savunalım bizden alınan hakları. Gelin adaleti sağlayalım. Bugün yanımızda olun ki yarınları kurabilelim.


En zor kısmına geliyorum seslenişimin. Kendimden olana, en iyi anladığıma, yarasını gördüğümde kendi yaramın da sızladığına, kız kardeşlerim, size sesleniyorum. Çıkardığınız her yardım sesinde, elinize aldığınız her pankartta, çektiğiniz her karede hepimizin izi var. Bugünkü aydınlık yürüyüşte, dün de yarın da karanlıkta kalacak olanların hakikati var. Bunu bilerek seslenin her gün. Görülmeyenlerimizin yaşamından mükellefiz biz. Kavgamız dövülen, ezilen, susturulan, tecavüz edilen, yakılan, yok sayılan, yaşamı elinden alınan, her kadın her kız çocuğu için. Önce insanca yaşama hakkımızı almak zorundayız elimize. İlk yerden, ilk ve en öncelikli yerden başlayalım seslenmeye. Bugün dahi sesini çıkaramayanların sesi olalım. Yardım için beklediği o tanrı eli olalım. En yakınlarımızdan başlayalım sahip çıkmaya. Dinleyelim birbirimizi, anlatalım. Bak benim de buradan yaram var diyerek gösterelim, kötünün kurbanı olan kadına bundan utanmamayı öğretelim. Gidelim ve annelerimiz, teyzelerimizin, anneanne babaannelerimizin, komşu teyze halalarımızın elinden alınan o güzel yaşamın hesabını soralım bu düzenden. Onlara kanıksadıkları şiddetin bir normal olmadığını başka bir dünyanın da mümkün olduğunu anlatalım. Ve biz, kızları erkekleri bugünün, gelin hep beraber o başka türlü olan iyi yaşamı, insanlığı kuralım. Gelin bu karanlığı birlikte aydınlatalım.