Kafamda birkaç mevzu patlıyor

ve sen düşünsel lince uğruyorsun,

ellerin ayakların tutmuyor bir yerden sonra,

kan damarda dolanıyor,

ayaklarım seni götürüyor

ve dudaklar dudakları,

şuradaki kapı aralığından girsen şimdi göğsüm telaşa kapılır,

bil ki kendim de dahil bildiğim her şey yalandır,

bilekler satırlara özenir

ve et kemikten ayrılır,

inan ki bütün dokunuşlarım bir tek sana yakışır

ve yaklaşır bir çiçek yerden dizlerime,

oradan akıma bir sır düşer ben ellerini ararım,

zaten aranıp duruyorum uzun yıllardır,

şu ömrün ahkamını bir ben kesemedim,

bir ben duramadım durduğum yerde

ve bir sen avuç içlerine bıraktığım rastlantıyı göremedin.


Şu vakitler her zaman bir yanılgıyı ifşa eder bana,

kararlar verilir

ve kişisel bir savaş başlar,

duvarlara çarpar

ve geri döner saatler- belki de dönmez,

bu kargaşa hiç dinmez

ve parmak aralarına sığabilecek kadar küçük olmak isterim.


Bir ölüler duyamaz beni,

bir de bazı diri yanlarım,

ihtişamını henüz kaybetmemiş muhteşem bir cennet tarzısın,

ve ben bir bağımlıyım göğüs kıvrımlarına,

akla hizmet etmeyen her şekilde yanında bir muammayım,

gözlerini kamaştıran bir güneşim bazen

ve bazen de seni korkutmayan bir karanlık,

diz kapaklarına sıkılmış bir kurşunum

ya da beynini zorlayan bir soru,

bazen elindeki bir kitap,

okuduğun bir şiir,

yapmayı ertelediğin bir iş

ve bazen de artık genç olmadığın zamanlar,

bazen gözü yaşlı bir anne,

bazen de kapında zil zurna bir sarhoş,

bir çiçek

ya da bir bilmece,

belki bileklerine meyleden bir jilet

ya da yakandaki nereden geldiği bilinmeyen bir iz olurum bazen.


Tanrım boynuma bağladığın o halatı göbek bağımla birlikte kestiler,

kadın geçtiler hayatımdan,

adam geçtiler, çocuk geçtiler

-çabuk geçtiler.


Elimde keten bir elbiseyle uyuyorum bazen

ve onun asla giyilmemesi için türlü dualar ediyorum,

kendimi besliyorum

ve ürkütmüyorum kimseyi,

yumruklarımı sıkmıyorum

ve ciğerlerime saygı duymuyorum,

canımdaki boşluktan da hiç kimseye bahsetmiyorum.


Şimdi gecenin aklı uykusuz bir şeylere hizmet ediyor,

zaman geçiyor

ve bütün geç'ler kalınıyor,

kalabalık bir ortamda herkes herkesi duyuyor da,

bir tek kendini duyamıyor- bunu bil istedim.