bütün kadınlar güzel

bütün insanlar çirkin


gözlemliyorum!

görünemeyenlerin kahkahalarına çarpıyor bakışlarım

manzara topluyorum Rosa'nın eteğinden

susuz yutuyorum hepsini bir bir

sesler buğulanıyor, yavaş yavaş

sarhoş oluyorum.

sonra birden,

güzel geliyor tüm kadınlar

bütün insanlar çirkin


anlamını bilmediğim kelimeler konuşuyor

dinliyorum hepsini

fıtrattan, elemden ve güzellerden bahsediyorlar

kağıda düşman kimisi,

kalemden çıkmıyor.

hafıza değirmenimdeki ihtiyarı uyandırıyor;

apartman boşluğu kokusu

bir başka koku zamanı durduruyor.

hiç uğramadığım bir kentin rüzgarına kapılıyorum

dağ yamacında bir kız resim çiziyor,

manzarayı kıskanıyorum.

viran köyün durgun suları,

ayaklarına sarılıyor misafirlerin

bir bomba patlıyor evimin bahçesinde,

konuşmamaya ant içiyorum!

cebimdeki adamlarla dertleşiyorum, içimden

dertler haddini aşıyor

sonra bütün adamlar çirkin geliyor

bütün kadınlar güzel.


çıkıyorum kendimden

güneşi ıslatıyorum ana rahminde.

yanından geçmeye çekindiğim bir semte giriyorum

orta halli bir binanın terasında göğü izliyor manidar bir kız

hiçbir şey düşünmeden!

ruhum ona değiyor, ağlıyorum

kafamda karıncalanan milyon tane düşünce duruveriyor aniden

bir şeyler susuyorum,

duymuyor...

sırlarım yaka düğmemi ilikliyor

bir şeyler susuyorum, aldırmıyor

ağlıyorum.

sonra bütün kadınlar çirkin geliyor

o güzel.


kalkıyor yerinden,

yüreğime basıyor

yine de herkes çirkin,

bir o güzel...