Bugün o gün dostlar,
büyük gün,
görüyorum ki sizler de farkındasınız bunun.
Evlerden çıkılmadan,
sular içilmiş, boğazlar temizlenmiş,
yaşasııın! diye haykıracaklar,
meydanda toplanmış,
bugün o gün.
Sizleri bekletmeyeyim,
bir, iki, üç...
basamaklarla geçen uzun bi’ ömrün,
son üç basamağı...
ahşap basamaklarda,
koca koca ayak izleri,
anlaşılan benden öncekiler,
bütün güçlerini son adımlarında kullanmışlar.
otuz dokuz numara ayağım,
ne kadar güçlü olabilir ki?
en iyisi izleri takip edeyim...
ayaklarım küçük olabilir,
fakat
sırtımdaki yük,
tek ilmiğe fazla gelecek kadar büyük.
yaşasııın! yaşasııın!
yaşasın sırtıma yük bindiren el,
yaşasın kalabalıklar arasında göz göze geldiğim ihanet,
yaşasın vicdanı örtülü caniler,
...
yaşasın son kez kokladığım çiçek,
ve evet, bağırın: yaşasııın!
ruhum her zamankinden daha özgür.
uzun sürmedi bağrışmalar,
çırpınışlarımdan olsa gerek,
anlam veremedi bunca insan,
boynumda ilmik ile
ne için bunca çaba.
yükünü indirmek kolay değildir,
öyle ki o yük
önce kamburun olmuş,
sonra kaplumbağa misali
evin olmuşsa
öyle hemen indiremez insan,
çırpınır durur,
evinden ayrılmadan...
adımlarımın aksine,
güçlüydü son nefesim,
meğer benim bütün gücüm,
evimmiş.
Bugün o gün dostlar,
büyük gün,
son adımlarımı attığım,
evimden ayrıldığım
günün ilk sabahı,
bugün,
büyük gün...