Çok sesli bir şeyler duyuldu dün gece

Çok cevaplı, çok pürüzsüz, çok ayan

Kağıttan bir kuşun denize koşması gibi bir şeyler, sustu biri

Biri sol eliyle tizden seslendi masaya, en az üç çocuğu ağlattı bu


Bir bisikletin anlamı yalnızca bisiklet değilken

Görüntünün noksanı anlamı değiştirmiyorken henüz

Yıkılmamışken belki üç medeniyet, üç annenin bağrına

Bir pencereye küsüyordu bir kuş, kanatsızlığı görünüyordu


Özgürlüğün gürültüye ihtiyacı neyse, belki de

Sevginin derdi ne kadarsa ispatla, yani

Kayısı çekirdekleri kuruyemişten sayılırken, ne iyi

Yaşamak tırnaksız bir şeydi üzerimizde, çok eski


Ama çok sözsüz dumanlar geçti çok gırtlaktan

Refakatçisi olmayanı hasta kabul etmedik

Saymadık öldürmeyen ateşi yangından

Yüz yıldır ambalaja ödedik yüz milyon ömrü


***


Raporlarda yeni bir şey susulmazken uzundur

Yine de çok sessiz bir şeyler yankılandı dün gece

Baba cesedini televizyondan tanıdı bir çocuk

Kestik dedi ve güldü, bir annenin neyi sustuğunu bilmeyen spiker


Son parasıyla tuhafiyeye giren garip bir adam;

çamaşır ipiyle çıktıysa oradan, buna gülünmez

Denmez, ama ne çok ip satıyorlar ne çok mazluma

Ama denir ya, her şeye vardır bir ama, tükenmez bir ama

Ayıp değil, kötülük değil, bayağı insanlıktır bu

Sıyrılmaya çalıştığıdır uzun düşünenlerin bin yıldır


***


Her yer anarşizm, kabul. Çok bıçağı iyi kullandık elma soyarken

Örtülerin altıdır, kaloriferli evlerdir, konuşulur: romantiktir

Ama denmemelidir, görünmemelidir, beyanat felakettir

Ama insanızdır, susmamak lazımdır, sonra hepimiz haklıyızdır


****


Ama sorar işte bir çocuk, hepimize, tüm haklılara bir çocuk:

Artar bile.

Sesiniz çıkmıyor demeyen bir çocuk. Kötüsünüz demeyen bir çocuk.

İnsanı canavardan ayrı tutan bir çocuk. Ne tatlı.

Tüm haklılara. Bol seslilere. Klavyelere. Ekranlara. Bir çocuk:

Artar bile.


Senin, benim anlamımla burnunu silen devranın,

-susarak değil, kaçarak değil-

Karşısında yanlış durarak besleyen insanlığın hiç mi suçu yok?