Saat üçe geliyor bense cin gibi masamda oturuyorum.
Uyuyamıyorum.
Çağdaş kitaplarımı düşünüp duruyorum.
Onlar olsaydı eğer uyurdum mutlaka.
Masamdaki dergi göz kırptı bana.
En iyi uyku ilaçlarımdı onlar
Özellikle de aşklı meşkli konululara bayılıyorum.
Basımları durdu mu vay halime o zaman.
Hangi psikolog anlar ki benim derdimden,
Hangi ilaç uyutabilir ki beni şıp diye.
Kokularını içime çekmeden, onlarla hayal kurmadan,
Nasıl yapabilirim ki?
Amacınız beni uykusuzluktan öldürmek mi?
“Canım dergim” dedim ona,
“Bu gece de bebek gibi uyumak istiyorum. Eğer öyle olmazsa biliyorsun değil mi, sobamı tutuşturmak için kullanırım seni.”
Hiç sesini çıkarmadı.
Anlıyordu beni.
Bir kuş misali kalktım masamdan.
Elimde dergim vardı.
Bir şiir dergisi.
Yatağıma uzanıp kavradım saman belini, karıştırdım sayfalarını.
Bir şiir kestirip okumaya başladım.
Harikuladeydi,
Çünkü uyandığımda saat öğlenin ikisiydi.