Günümüzün neredeyse en büyük problemine değinmek istiyorum: insanların bilgisiz kalmakta direnmeleri.


Herkesin her yerde görebilecekleri; cahil insanlar ve bilgidir. Herhangi bir yere gidildiği zaman çevreye etraflıca bakmak yeterli olacaktır. Sadece tek bir hareketle onca bilgi öğrenilebilinmesine rağmen insanların etraflarına bakmaya bile çaba harcamamaları; herhangi bir konuda tartışmak istediğimiz, bilgi alışverişinde bulunmayı deneyeceğimiz ve arkadaşımız olmasını isteyeceğimiz bireylerin ortaya çıkışını engelliyor. Böylece geriye kalan; beygirlere takılan, onların görüş kapasitelerini daraltan, etraflarındaki şeyleri seçmelerini zorlayan at gözlüğünü takan insanlar oluyor.


Bilgi, en büyük hazinedir. Onu reddetmek kadar kabaca çok az şey vardır. Bunu reddeden insanların günümüzde yaşıyor olması ve gittikçe çoğalıyor olması; geçmişte olmuş ve gelecekte de olacak kadar korkunç bir haldir.


Bu zenginliği reddedenler, herkesin tanıdığı kişilerdir. Yani en az biriyle tanışmışlığımız vardır. Onların hayatımızdan çıkmasını isteriz. Çünkü onlar ile hiçbir yola çıkılmaz. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak. Bize verebilecekleri, zarardan ibarettir ve kendilerine verebilecekleri en büyük zarar, bu durumdan bihaber olmalarıdır.

Kendimizi geliştirdikçe durumumuzu iyileştiririz. O yüzden bilgi en büyük zenginliktir. Diğer insanlara öğrettikçe ve onların cahil kalmamalarını sağladıkça kendimizi yüceltiriz. Bundan dolayı at gözlüğü takan insanları o gözlükten kurtulmaları gerektiğine ikna etmeli, cahilliğin onların sonunu getirmekten başka bir işe yaramayacağını anlatmalı ve herkesin hayatını iyi yönde etkilemeliyiz.