Aşk nedir bilmiyorum,
Ama sizlere,
Balıkçı tezgahının kenarında ki limon kasasını anlatabilirim,
Yada ağlara takılan balıkları,
Veya ağlayınca çirkinleşen kadınları.
İçimde bir geç kalmışlık hissi,
Aşka, sevdaya mutluluğa.
Nereye gitsem,
Ben yabancı.
Artık kimselere aldırmıyorum,
Derinlemesine de düşünmüyorum hiç bir şeyi,
Çokda istemiyorum tanrıdan bir şey.
Arasıra süt veriyorum sokak kedilerine,
Bazen kuran kurslarına bağış,
Derken akıp gidiyorum yaşamın içinde.
Koah olurum diye düşünüyorum arasıra,
Bazen ani bir kalp sarsıntısı ile,
Bir akşam üstü sela verilir köyümün camisinden,
Tanıyan tanımayan herkes merhum hakkında bir iki kelam.
Böyle işte böyle,
Çakıl taşlarını daha bir ayrı seviyorum,
Daha asil daha mağrur ve biraz dışlandıkları için,
Gelme sevdiğim gelme artık,
Gelsen neye yarar ki.
Ki ekinide ayrı yazmayı öğrendim ya,
Belki Gazze'de savaş biter,
Belki bütün siyonistler bir gün iman eder.
Bu şiir de değildir artık,
Meçhul bir demde çalkalanan iyot aromalı gece olabilir,
Yibo'lu bir çocuğun haykırışı da,
Ey ranzam,
Kareli battaniyem,
Demir dolabım,
Tanrım,
Tanrım,
T a n r ı m.
Kimseye söylemeyin olur mu,
Bir kaç dua,biraz ayet biliyorum,
Ve her gece en iyisinden tanrıya okuyorum.