Dağınık suratlar üzerine çizilmiş pişmanlık dolu bakışlar. Yapısallıktan uzak, yıkıcı sözler. Düzenin dışında kargaşa dolu davranışlar. Doğrunun yanında yalanın ve yanlışın zirvesi. Yüksek seslinin haklılığı. Delicesine fanatizm. Akla duyulan güvensizlik. Duyguların kalıpsal imitasyonu. Seslerin kulak tırmalayan karışıklığı. Ama bir dakika, bir ayrım var. Bir çan sesi duyuyorum. Tam şu an. 81 yıllık bir ses. Sahi kimin için çalıyor bu çanlar? Bir tek ben duyuyor olamam değil mi? Yıkılan, yakılan bir kilise var ve zangoç son bir çağrıda bulunuyor. Bu çağrı kaçın mı, savaşın mı?


Gerçekten mutlu musunuz bulunduğunuz konumdan, aşağılanmaktan ve de dibe vurulmaktan? Damgalanmaktan ve de istemsiz devinimlerden. Varoluşun karmaşasında istemsiz davranışsal yoksunluklardan. Dengeniz bozulmuşken sömürülmekten. Güç sizdeyken güçsüzleşmekten. Gösterişliyken bayağılaşmaktan. Düzendeyken pervasızlaşmaktan. Bir çan sesi duyuyorum. Tam şu an. 81 yıllık bir ses. Sahi kimin için çalıyor bu çanlar. Bir tek ben duyuyor olamam değil mi? Yıkılan, yakılan bir kilise var ve zangoç son bir çağrıda bulunuyor. Bu çağrı kaçın mı, savaşın mı?


Ben çok sıkıldım boktan hayatımda insanların doğruya yürümesini sağlamak için çabalamaktan. Gördükleri rüyanın anlamsızlığını anlatmaktan. Bildiği gerçekliği fark ettirmek için uğraşmaktan. Basit olan denklemin düalitesinde çırpınmaktan. Ahaha yanlış anladınız beni; sizi ezip geçmeye çalışmıyorum. Artık demek istediğim tek şey; ne haliniz varsa görün. Bir çan sesi duyacaksınız. Tam bu anda. 81 yıllık bir ses. Kimin için çalıyor bu çan? Siz de duyuyorsunuz artık. Yıkılan yakılan bir kilise var ve zangoç son bir çağrıda bulunuyor. Bu çağrı kaçın mı, savaşın mı?


Yine de aklımdan başka şeyler geçmiyor değil. Hiçten anıt dikerken kullandığım bahane aracına sığınıp eylemsizliğe tabi olmak gibi. Boşvermişliğe kendimi kaptırmak gibi. Düşünüyorum; savaşacak kim vardı? Kimden kaçacaktık? Kulakları pamukla tıkamak musalla taşında pamukla tıkanmayı önleyecek miydi? Önlemeyecekse neden kaçacaktık ki? Elegant neyimiz var ki? Önlese ne olacak ki! Nefes alırken ciğerlerime almasam misafir gelen oksijeni, dışarı misafir vermesem, kendimden kaçıp kendimle savaşmasam yahut yaşamasam hiç, ne olacak ki?