En iyi yalanları kendim için söylerim

kulaklarımla kesildim bunca hayattan 

boşuna mıydı, istikametsizliğim, devasa aşkım,

her gün ayrı bir yıkılmayla yerle bir, iki, binlercesiyim

icat et, ey uyanmanın getirdiği, nakş et 

icat et varayım yumuşak boşluktan, 

geçeyim gecenin ceplerindeki ıssızlığa 

ve göğsüme düşen çiğ nefese haber getireyim

bahsededursun, nasıl hâlâ neşeyle açılan ağzımdan

yahut şifasını kelimeyle, kalemle hesap edeyim 

biraz daha ayrıksılaşsın yollara düşmenin acemiliği.


En iyi eller benimdir, ovalanacak olan boşluksa,

en iyi sular çoktan aktı, paklanmaz ispatlarımız

gece, en son çocukken dinlenmek için kılınmış vakitti 

şimdilerde bir ağlayış yüksekliğindeki tavanlardayız 


bazen ağaçlara ilan ettiğim dostluklarımı unutuyorum

ve bu delirmeye o kadar da benzemiyor

budur ki yaşamak,

benim yalanlarımın sıvası çok erken döküldü

şimdi hangi gerçek yetsin onu yargılamaya.

doğrusu, asıl viranenin gerçek olduğu bir dünyadayız

fakat olsun, bu yağmur, bu ıslaklık ve daha nice şey

hepsi aynı sesle olmasa da haykırıyor bak

biz, insanoğlu için değil belki anlamak 



Bir ve binlerce kez daha yalan 

beni uykuma götüreceğim, artık aklım...

kurtul, kabul et anladığım kadarını, hiçi.

bir kez daha vaz geçilebilir artık, 

her keskinliği niçin damarıma dayamaktayım