benim de bir hikâyem var artık

benim de kırıldı kaburgam

oysa ben

sanmazdım hiç

ağlatacak kadar

bir yerlerimin ağrıyacağını

sanmazdım

alnımda raylar birikip

gözlerimin kirişinin kırılacağını

ıslığıma ektiğim çavdar tohumlarına

beynimin hamarat hamallığına

nasırlarıma

ve gür bıyıklarıma bakıp da

rahatça esner

yorgunluğumu kapı önüne silkelerdim

demek

kendimi dayanıklı bilirdim


kördüm

o vakitler

çünkü aşkı alın teriyle

ve yaslanılan omuzla tartardım

kördüm

çünkü her bayram gözlerimi

şeker diye çocuklara dağıtırdım

bakmazdım hiç geriye

alnımda bir gökkuşağı

ve sırtımda serçelerle

her gün yüzlerce ehrenburg okuyarak

ve dostlarımın soluklarını soluyarak

omuzlarıma yeni salıncaklar eklerdim

fakat yine de bilmezdim

kalbimle

beynim arasındaki rabıta

bulutlar değil

kumral suratlarmış

ve sevdiğim

gözlerimden düşen

demirden damlalarmış



25 Ocak 2013

Diyarbakır