Bir içim daralıyor bir dışımda cehennem

Yanı başım uçurum kuşlarının durağı

Sanmayın anlatırım ne çeksem de söylemem

Bir kalem kağıt bana yakın eder uzağı


Kuruyorum saatlerin pususuna kendimi

Gönlümden kayıp düşen herkesi hatırlarım

Aşmasalar bilirim elbette ki haddimi

Biçare zamanların çiçeğidir efkârım


Hatıram yalan dolan sisli bir manzarada

Yarım bırakılıp da rüzgarlara savrulmuş

Ruhum ki yaşamakla, ölmekle bir arada

Issız gözlerimizin tenhâsında kaybolmuş


Şimdinin ne anlamı ne yarından hissiyat

Yok mudur sevinçlerin kumbarası içinde?

Kalbinden yıkık dökük her virâne hissi at!

Neden hiç gülemedik, önce durup niçin de?