Yazdıklarımın hedefinde sen varsın çünkü gerçekten güzel olan hiçbir şey dikkat çekmek için uğraşmaz, cennetten düşen bir uğur vardır üzerlerinde sanki, ilgi alaka gelir kapılarını çalar. Kendi neslim için konuşursam, genellikle kendimizi saygı duyduğumuz kalbe kanıtlama ihtiyacı hissediyoruz. Sıklıkla kendimizi onların ihtiyaçlarına daha iyi uyacak şekilde değiştirme ihtiyacı duyuyor ve tam olarak aradıkları kişi olup olmadığımızı ya da başka seçenekleri olup olmadığını merak ediyoruz.


Benim sevme ayrıcalığına sahip olduğum en hayranlık uyandırıcı kişi sensin çünkü ayaklarını önüme sağlam bir şekilde bastın ve "İstediğim şey bu" dedin.

Beyanında cüretkârlık ve şeffaflık vardı.

Arzularını cesaret ve samimiyetle ortaya koydun.

Bende muhtaciyet değil şevk uyandırdın. Bu, göğüs kafesimde yaşayan, kemiklerimde dalgalanan, açıklayamadığım ama emin olduğum türden bir heves.

Eğer bir muhtaçlık duyacaksam sana değil; senden görebileceklerime olduğunun farkına vardım.

Bunu ancak bu yaşımda fark etmiş olmak belki acıklı, belki de acınası, her halükarda yeni keşfettiğim özlüğümün tadını çıkarıyorum.


Fark ettim ki ilişkiler eritme potaları değil, birliktir. Onların içine kendi vizyonlarınla, kendi açlığınla girersin ve buna güvendiğinde, bunun içinizde gelişmesine izin verdiğinde, arayışı yatıştırmak için kendi asla yıkmazsın. Sadece olduğun gibi var olursun ve seni bunun içinde seçen biriyle tanıştığınızda, birlikte gelişirsiniz ve bu da sürekli büyüyen ve etkili olan bir dinamik yaratır. Bizler, bir nesil olarak, çoğu zaman sevgimizin nesnesine değerimizi kanıtlamak zorunda hissediyor, beklentilerini karşılamak için kendimizi şekillendiriyor, onların ideal seçimi mi yoksa birçokları arasında sadece biri mi olduğumuzu sorguluyoruz. Sayısız ifadeden aşina olduğum bu kavram, gerçek anları gölgeleme ve gerçek ihtişamdan yoksun ilişkileri yüceltme gücüne sahip.


Gerçek güzellik asla dikkat çekmek için çığırmaz. Bu sessiz bir gerçektir. Özler arasındaki derin bağ, bir diğerine olan ham çekim, sadece hayatta kalmaz, aynı zamanda gelişir. Kalplerde beşik gibi sallanan, damarlarda nabız gibi atan, açıklamaya meydan okuyan, sezgisel bir 'emin olma' duygusu sunan, görünmeyen bir zarafettir.

Rekabetten doğmaz ya da şüpheyle dolu değildir, çünkü gösterdiğin ilgi ve özverinin maddesel bir beklentisi yoktur, onu bir başkasında uyandırmak için çabalaman gerekmez; doğası gereği onda yankılanır.