kayıp giden bir sadelik geçerken kanımdan
beni sen bile dinlemedin
korkuyla attığım tüm adımlar
sürüklerken bedenimi
bir uçurumun eşiğinde sırtımda yaralı el oldun
yoktu bana zaten gidebilecek bir yer, bir zaman
ne evvelinden kalan sözler
ne de ağlayan begonyalar
işte bu halde susmak
bir çare getiriyor gibi gözükse de
kelimelerin can çekiştiği bir ortamı
kimse inkar edemezdi
zira gayretin neticesinde olacak değişiklikler ile
öylesine harap olmuş bir kağıda ne yazılsa
artık okunmazdı.