Kamburumu cilaladım

Seni hatırlatan her şeyi söküp içimden, dışıma buladım

Ve sadece ben biliyorum bunu.

Balçıkla sıvıyorum tüm anıları, hiç anılmamışları ve anılmayacakları

Anı bile sayılmayacakları

Yaşayamadık yeterince,

gözlerin nerde?


Kamburumu cilaladım

Paslı bir çiviyle gerdim içimin çarmıhına ellerini

Acımasızlık mı bu?

O zaman gözlerin nerde?

Çarpa çarpa duvarlara ve sıkıştıra sıkıştıra acıları göğsüme, ot tıkıyorum çanıma

Sesini unutuyorum, yüzünü de.


Kamburumu cilaladım

Ezber tekdüzedir, sadece sayıları hatırlatır insana

Ben sıcak dudaklarını istiyorum

Kancası takıldı beyaz sayfama mürekkebin

Adını kana bulayarak parmak uçlarımdan akıtıyorum

Şimdi istediğim senden, bir menekşeyle dikilmen kapımda

Mor menekşe, ellerinde koku salacak kör gözlü odama


Kamburumu cilaladım

Alnımızdan düşen ter acıttığında toprağı

Ve bir mızrak fırlattığında o menevişli ceylana

Ellerimiz yeterli olunca yaşamaya

Gözlerin yuvasını, gözlerimi bulunca

Anlayacağım, belki de unutacağım

Acı niye uzaktan gelmez de içimizde hep bir neşterli Polyanna.


Kamburumu cilaladım

Ellerini aldım yama yaptım eteğimin sökülen kuytusuna da yetmedi,

Yetmiyor.

Beş kere aldım seni ve beş kere astım kornişe beyazını,

Sena beş kere baştan başladım

Beş kere kırdım parmaklarımı uzanmasınlar diye saçlarına

Beşin gönlünü almak zorunda kaldım seni ondan kayırdım diye

Beş gururlu, beş kere dizdim seni göğüme

Beş kere saydım kirpiğini

Kirpiğin mağrur, beşin aklı karıştı


Kamburumu cilaladım

Küçük anıların büyük acıları

Sahipsiz bir aşk değil bu,

Bazısı dik, bazısı kambur

Bazısı cilalı kambur

Beşten başladım saymaya

Beş parmağın beş kere düştü aklıma

Yüzün bana dönük değil,

Sırtın güneşten farklı değil

Yeterli değil.

Gözlerini bul getir bana.