Eskinin el ayalarımdan taşan heyecanı

Şimdi günü solduran hezeyan

Yaşım diyor ki

"Yutkun ve eksikliğin hazzı değsin gırtlağına

Çöz yüreğine sığışan düğümü"

Git gide saydamlaşırken ruh

'Yanlış' sözcüğünün altını çiziyorum vişne çürüğü rujla

Gördüklerim ağır bir yük plastikleşen havsalamda

Sanki güz soğuğu yemiş ve gevrek artık

Bir günü, renksiz kılmış

Ağrıyan yanlarıma bir zıbın giydirdim

Ve

Bir sıkıntı var içimde

Bu kez

Sırf bir şeylerin olmuşluğuydu derdim


Bir yanda korkuyla titreşirken tırnaklar

İçimde sönmez bir çerağ

Gözlerin, gözlerin çerağdan parlaklar


Bir yanda geçmişin sızım sızım iniltisi

Beynimde kapanmaz bir çağ

Kafes gibi ağzı açık ve şuh girintisi


Bir yanda ruhumdan taşan rüzgarın buğusu

Avucumda pütürleşmiş yağ

Bu hal, gerçeğin ıslak kanatlı kuğusu


Bir yanda devinirken kabullenilmez acı

Git gide büyüyen kınnaptan bağ

Bağırsaklarımda sindiremediğim sancı


İşte birkaç sözcük hızla bilenirken

Kesmek niyetinde olduğum dağ

Fikri irademle kinlenirken


Bir yanda gönlümü dolduran şuh hile

Bu bilmem nasıl bir ağ

Bir yanda gözümden gitmeyen çile


Her şey bir yanda dursun

Diyorum da

Yalnız beni teskin edecek bir sözcük arıyorum.