Çocuk olsam yine kandırsalar beni pamuk şekerler, çikolatalar ile. Acıyı hiç tatmamış olsam mesela. Çocuk olsam yine Keloğlan padişahın kızını alsa; aşkı, umudu, inancı onun ile beraber yaşasam. Hiç bilmesem çöllere düşen Mecnunu. Çocuk olsam yüzümden gülümseme, dilimde hayaller olsa. Gökyüzüne merdiven dayayarak ulaşmak istesem. Günümü gün etsem arada gökkuşağını kovalasam. Kimse bana gerçeklerden en çok da yetişkinlerin dertlerinden söz etmese ben de hiç bilmesem.


Çocuk olsam mesela, eskisi gibi mutluluğa yelken açsam... Üzerimde çamurlu, kirli kıyafetlerim olsa, oyundan oyuna koşsam. Zaman ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynasam. Keşke kelimesi ya da geçmiş benden hep uzakta olsa, tarihin tozlu sayfalarına gömülse. Çocuk olsam mesela, rengarenk boya kalemleri ile çizsem barışı, umudu, sevinci... Hiç bilmemiş olsam savaşı, kayıp etmeyi. Sevdiklerim yanımdan hiç ayrılmasa.


Durmak nedir bilmesem, oyuncaklarım ile yeni bir dünya kursam. Kaf dağının zirvesini görsem mesela. Uzay yeryüzü kadar yakınımız da olsa. Çocuk olsam rüyalarda, en azından orada gerçek mutluluğu kursam.