çıkagelir bir gece ansızın ayrılık rüzgârları

söner ruhunun ışıkları

saf bir acı takip eder onu

yırtar kalbinin birkaç parçasını

ve kapıda bekleyen o siyah, o sinsi yalnızlık yerleşiverir kalbine

tüm dünyanın sesini bastırır gönlünün çığlıkları

kafanın içi bir savaş yeri, bir an dahi kesilmez sesleri

yıkılır gözlerinin önünde koca bir şehir

yıkılır güneş, yıkılır tüm yıldızlar üzerine

bulutlar dahi terkeder seni

yerini kaplayan simsiyah yalnızlık çöker ruhuna

ezilirsin yüz binlerce ihtimalin altında

sayfalarca şiirle dolu dilini keşkeler istila eder

geceler keskin bir bıçak gibi dayanır boğazına

zorba bulutlar dahi terkeder seni

ve duvarlar dile gelir acıdan

ne bir dost ne aile dokunabilir yaralarına


Lâkin çocuk;

yürümek için ayağa kalkmak gerekir

geçirip ruhuna kalkanını, kuşanıp yeniden kılıcını

yeniden meydan okumaya delicesine bir cesaret gerekir


Dinle çocuk;

ellerini açtığın göklerden yardım gelmeyecek!

ve tanrı ikinci bir şans vermeyecek!


Bak çocuk;

koşmak için baharlara

almak için kalemini yeniden avuçlarına

doldurmak için göğsüne yeniden bulutları

koşmak için çocuk, koşmak için önce ayağa kalkmak gerekir!