çıkagelir bir gece ansızın ayrılık rüzgârları
söner ruhunun ışıkları
saf bir acı takip eder onu
yırtar kalbinin birkaç parçasını
ve kapıda bekleyen o siyah, o sinsi yalnızlık yerleşiverir kalbine
tüm dünyanın sesini bastırır gönlünün çığlıkları
kafanın içi bir savaş yeri, bir an dahi kesilmez sesleri
yıkılır gözlerinin önünde koca bir şehir
yıkılır güneş, yıkılır tüm yıldızlar üzerine
bulutlar dahi terkeder seni
yerini kaplayan simsiyah yalnızlık çöker ruhuna
ezilirsin yüz binlerce ihtimalin altında
sayfalarca şiirle dolu dilini keşkeler istila eder
geceler keskin bir bıçak gibi dayanır boğazına
zorba bulutlar dahi terkeder seni
ve duvarlar dile gelir acıdan
ne bir dost ne aile dokunabilir yaralarına
Lâkin çocuk;
yürümek için ayağa kalkmak gerekir
geçirip ruhuna kalkanını, kuşanıp yeniden kılıcını
yeniden meydan okumaya delicesine bir cesaret gerekir
Dinle çocuk;
ellerini açtığın göklerden yardım gelmeyecek!
ve tanrı ikinci bir şans vermeyecek!
Bak çocuk;
koşmak için baharlara
almak için kalemini yeniden avuçlarına
doldurmak için göğsüne yeniden bulutları
koşmak için çocuk, koşmak için önce ayağa kalkmak gerekir!
Can BALCI
2024-06-23T11:14:41+03:00Dikkatli bir okuyucu olmanız da beni mutlu etti. Teşekkürler güzel yorumlarınız için.
Büşra
2024-06-22T00:58:22+03:00Girişi böyle arada kafiyelerle arada serbest bir şekilde uzatmanız biraz tadımı kaçırırken sonunu da kısa kesmeniz boşluğa düşürdü. Mevzu güzel akış zikzaklı. Tebrik ediyorum.