günaydın canım
bugün güneş biraz geç doğacakmış
bir aceleyle toplamışsın nen varsa
anlamazdan gelsem
gitmez misin ki
ben çocukken bir süper kahraman çizmiştim
bir kağıda değil, hayatın içine bir yere
yakınıma
beni koruyabilecek kadar yakınıma
büyüdükçe
kahramanım insancalaştı
çirkinliği, öfkeyi gördüm
bir de kötülüğü, en çok kötülüğü
büyüdükçe süper kahramanımın
kıyafetinin altındaki insanlığıyla karşılaştım
sonra aramıza bir dağ girdi kahramanımla
ben çok kırgındım, o çok öfkeli
kökü olan ne kadar dikili ağacım varsa hepsi uçtu gitti
ben bir gün çok yalnız kaldım
bozkırın ortasında rüzgarın derdest ettiği bir sorguç gibi
boşluk
uzun uzadıya
sarı
kasımın öldürdüğü yeşilin çaldığı rengin sarısı
uğultu ve yuvasız kuşların acı ötüşleri
bana artık bir yuvam olmadığını söyledi
sonra çok yürüdüm
önce uzun bir yol girdi aramıza
sonra kayalıklı dağlar
durmadım yürüdüm
neyi arıyorsam daha sıkı koştum peşinden
sonra aramıza koca koca şehirler, denizler girdi
mutlu olmaya başladıkça içime
sevdiğim tüm kötülerin özlemi girdi
anladım sonra mutluluk da bana yakışan bir meret değildi
zaman geçti biraz düşünmeden
zaman geçti işte kafamın içindekilerden kaçarken
anla ziya zaman geçti avare dolaşırken
zaman geçti affetmekten kaçarken
sonra bir gün
zamanım kalmadı ziya
affedemediğim o kötüye veda vakti geldi.
efe
2022-01-28T20:25:57+03:00Kaleminize sağlık.