Bir. hızın içindeyim çoktan. İzsiz. rüzgarım yok olmaya.

Durmam ilerletir. Kalmam çok gitmeye öz Bilirim.

Hafıza, ışık ve sesten: elli adımlı günler

İçerde, izole: kapalı, yoğun

Hayret yer küre, hayret gök küre: hayret dün güne Nasılım

Şahit dikene bırakıp kanımı Aranıza dönüyorum, söz.


Son yüz gün diyelim. Seksen bir günü Duvarlar görüyorum:

Gözlerime kapkara şeyler çizen duvarlar Duruyorum

Ellerime yap öğreten, sessizliğe bak öğreten:

İçerilerin koynunda büyümüş o şeye

Dışarıların oyununda küçülmüş o şeye

Artık kadarım ve gibiyim siz herr neyseniz dedirten duvarlar Duyuyorum


Yüzüm iç mekan ve içim dışarda çoktaaan Niyesini biliyorum

Denizlerin aklındayım, çiçeğin ve kumun

Hızım bana basit, hızım bana sıradan şeyler. Öğretiyor

Korktum mu bir iki sarıyorum geceye

Gecenin kolları oluyor, leke gibi dans gibi

Yani kirlendim ne ki, beyazım bi tane bile yok hiç

Dakikada üç kere yıl unuttum ben: geliyorum


Issıza öğreten olacak kadar

Çıktım ki bir yola şimdi En arkadan

Aranıza dönüyorum

Elimde sevgi ölüsünden silah

Çok tetikli

Bir ihbarı koşar gibi yalnız

Günlere dönüyorum


Kendimi bulacak denli

giydim bi yangını ve oğlu oldum onun

Rüzgara koşuyorum İşte Şimdi

Yeterince kaldım, avdım da caydım

Sonuçsuzum, kalışsızım, evim artık her yer

kırıldım dirildim sivrildim

Çünkü geliyorum


Öğreten duvarlardı onlar, heykelimdi bi nevi

Yıkıldı şimdi, tozları yuttum, içinden çıktım

Geride ne varsa Yıktım geliyorum


geride hiçbir şey

yok adlı bir yangın olarak.