üşümüş atların ayakları
bir çölü azar azar incitirken
serap ardında sert rüzgarlar bekler insanı
ve kişner içimin atları mimi
çamur doldurursun sen avuçlarına
insan öksürmekle sevişmek arasında
hep bir keşkedir
bazen belki ve birazdır daha çok
biraz dahadır
ovuşturmalısın atların ayaklarını
ve sen şimdi
incinmiş bu çölün kumlarını taşı ormanıma
benim durağan ağaçlarımdan kozalaklar topla
kaç kere daha incinecek bu çöl
kumları daha ne kadar topaklanacak
uyuşmuş kafanın arkasında bir serap
incinmiş çöllerin incinmiş serapları yorar insanı
at üşüyor mimi
at ağlıyor
ve at vurulacak şimdi
içimden bir at sana doğru koşuyor mimi
sert nallarıyla çatlatarak göğsümü
farkındalıkla çarpıyor camlar
vatan sayılmayan coğrafyamda
atların iz sürüyor mimi
söyle atlarına
çölüm incinmesin artık
çölümün kumları ormana dağılmasın mimi.