Göğüs kafesimde bir sarsıntı var bu gece
Nehirleri kabarmış kalbimin
Damarlarından taşmış
Dökülmüş zihnimin açık denizlerine
Soğuk soğuk akıyor bedenimden
yaşamın kendisi
Ve bir başka geliyor bu beden
Sanki benden ayrı, benden öte
Üzerimde bulutlar toplanıyor
Kara kara bulutlar
karışıyorlar saçlarıma
Ve tokat gibi iniyor yüzüme hayatın gerçekliği
Ana döndürüyor beni uzak düşler ülkesinden
Bir balyoz gibi vurup parçalıyor kapalı kapılarımı
Sakaladığım her şey koşuşturuyor beynimin kıvrımlarında
Okşuyor yüzümü tatlı tebessüm rüzgârları
Hatırlıyor ve hatırlıyorum sonra
Sonra ve sonra ve sonra
Birikiyorlar işte
Bir yumruk olup sonra suratıma
Çarpıp düşürüyor beni
krallığımın tahtından Gerçekliğin zindanına
Kör kalıyorum en aydınlık günlerde
Dışarıda yaşam akıp gidiyor
Ve ben yalnızlaşıyorum gittikçe
Asma kilitler dostum oluyor
Kalbim zorluyor kemikten duvarları
Gece bir başka kokuyor bu akşam
Ay sanki hiç inmeyecek gibi
Delip geçiyor ışığı tüm büyülü rûyaları
Böyle bitiyor bir akşam işte; yarım.
Yarımları birbirine yamıyorum
Ama tutmuyor o anların yerini
Geçmiş büyüdükçe büyüyor içimde
Yer açmak için yarınları yırtıyorum takvimlerden
Ve karardıkça hava dolanıp gidiyorum
Geçmişin perdelerine
Soğuk, sisli perdelerine
Yok olup gidiyorum bir akşamüstü
Daha daha daha
Ne konuşmak geliyor içimden daha ne yazmak
Ne haber bekliyorum sevdiklerimden
Ne de bir, ne de bir...