Kadın kaldırım kenarına çöküp ağlamaya başladı. Neden ağlıyordu, nereye gidecekti bilmeden kaldırım köşesinde ağlıyordu. İleriye gittikçe perspektiften midir yoksa gözlerinin buğusundan mı bilinmez yol gittikçe daralıyordu kadının içinin daraldığı gibiydi yolun sonu. Sokak; kedilerinin sesleriyle beslenen, tavanı gökyüzüne, zemini yağmurdan kalan birikintilere kucak açan bir anneydi. Peki kadın neden ağlıyordu bu annenin kucağında? Kadının annesi ölmüştü ya ondan ağlıyordu. Sokak onu bağrına basardı elbet ama kadın hazır mıydı buna? Kaybettiği annesinin yerini geceleri evsizlerin ağlamasını gündüzleri esnafın bağırışlarını çeken bu sokağa kendi çığlığı ağır gelir diye korkuyordu sanırım. Korkulu ve gergin bakışları vardı kadının. Geceyi orada geçirecek değildi ya. Cenazeden ayrılalı yaklaşık iki saat oluyordu ama sanki ruhunun mezarın yanından gelmesini beklercesine bekliyordu bir umut kaldırım köşesinde. Hoş gelse ne olurdu ki sanki ruhu ona "Ölmemiş yaşıyor, getirdim onu, sana çocukluğunu getirdim, seni sana geri getirdim" mi diyecekti?