ruhum 

doğurgan hüzünlerin kara parçası

saçlarından sürgün bir çocuk 

iyimserliği 

aklarıma bulanmış affedilmez 

mavi telaşı


herkes nerede 

gırtlağımı bölüşen dostlarım

etime yaralanmış aşklarım 

nerede bu kendimi alıkoyuşum?


meşru bir çocuktum 

ihtimaller toplamıyla 

büyürken yaşlılığım

adamdım, 

Adımın yanlış yazıldığı 

cenazeler kalkardı her sabah içimden


ayrılığın bir küçüğüydüm 

büyükler akşamı erken yorganlara 

uyku diye sarardı

biz bu yüzden hep 

kavuşmaları 

geç gelen ağıtlarla 

toplardık sütünde bir kadının 

büyüktü sevincim 

uçakların kuşları taklit edişi gibi

bir göğü uçmaya açardım

aşıktım

kalbini arayan bir balığı

denize bırakmışçasına 

yeniden ölmenin 

suya getirdiği o kadına