mezarlıkta bir deli yatıyor

vurulmuş, güpegündüz yatıyor

yerinden kaldıran eden yok

bir avuç toprak çekmiş üstüne

ölürse yerinde olsun ölümü

 

köy meydanında bir kardeşi

vurulmuş, güpegündüz yatıyor

komünistmiş rivayete göre

yirmisinde değil henüz, gencecik

ölürse ansız olsun ölümü

 

aşiyan’da ikimiz baş başa

vurulmuş, güpegündüz yatıyoruz

yanımız sıra şair mezarları

boğazın sularına salınıyor ayaklarımız

anamız babamız gibi biliyoruz burayı

yukarıda bir yerde evimiz var

acele yaşamaktan yorulmuşuz

fena mı etmişiz şöyle uzanıp

vurulmuş, güpegündüz yatarak

ölürsek güzel olsun ölümümüz

 

mezarlıkta bir deli yatıyor

vurulmuş, güpegündüz yatıyor

gelene geçene şiir okuyor bir yerlerden

aşktan, ayrılıktan, ölmekten bahsediyor

oturup dinleseniz yaşamış sanırsınız

gözlerim gözleriniz olsa dostlarım

yanılırsınız

mezarlıkta bir deli yatmıyor

ne vakitlerden gündüz, ne de vurulmuş

istanbul’da akşam söküyor

ölen ölmüş, ölenle ölünmüyor

bir sigara çıkarıp yakarsınız

 

güney yokuşunu çıktığım vakit

köşe başlarında alıngan aşıklar olurdu

irili ufaklı merdivenler meydana doğru

ışık yakarsanız zifiri karanlıkta

huzursuz kaçıştıklarını görürsünüz

birer birer kaybolup ve kopup birbirlerinden

usulca yok olduklarını görürsünüz

gözlerim gözleriniz olsa dostlarım

yanılırsınız

tren kalkar sanırsınız deniz aşırı

taştan binalar ulu orta devrilir

ve ses çıkarmazlar üstelik

öyle bir şeymiş ıstırap çekmek

rivayete göre

 

kuruşu kuruşuna çıkmak lazım yola

istikamet belirsiz, güzergah belirsiz

yine de yolculuktan bir o kadar emin

ölmek de mümkün varmadan bir yere

varacağınız yerin ölüm olduğunu bilerek

vurulup, güpegündüz yatarak mesela

günlerden pazar olduğu için değil

yaşam kadar olağan olduğundan

korkutmadığından yok olmak sizi

 

bir yerlerde bir deli yatıyor

başını taşa koymuş

yıldızlara dönük suratı

çıkan salgını, çekirge sürülerini

sokağa çıkma yasağını falan düşünüyor

tüm mezarlıklar birden ayaklanıyor

hayır, hayır

tümden bir ülke ayaklanıyor ses çıkarmadan

bulutlar susmuş, güneş yok, ay yok

çoban yıldızı dahi yok

istikamet yok, güzergah yok

ölmek de yaşamak kadar olağan

 

bir yerlerde yatıyorum

vurulmuş, güpegündüz