Öyle bir yalnızlık ki geceden taşan

Damımdan akıp kovamı dolduran

Ağlak çocuğu peçeyle saran

Korkunç gecenin geçi

Tüm mumlar

Bir nefes ruhla söndürüldü az önce

Masada failin resmi

Birikmişliğin şatafatlı hevesi

Kendini koruyan acizliğin nefsi

Tırnaklarını geçirdiğin yüzlerin kireci

Tırnak aralarımda birikti bunca yaşımın izi

Ve çıplak ensemde yankılanan meftunun sesi.


Şap şap şap

Bir hokkabazın hüzünlü dansı

Bu gece birikti delikli damımdan gri kovama

Bir hikaye yazıyor fısıltı, suya yazıyor beni

Bir kulak kabardı duvardan

Ve bir bardak tutuldu ölüm kokulu sarı dişlere

Parkelerde yalnızlık senfonisi


Şap şap şap

İrkildi gece düşümde

Delikli damımdan deliksiz uykulara övgüyle

Selamlıyorum düş perilerini

Süt dişli çocukların aşkıyla

Göz değdi mesut insanımıza


Şap şap şap

Tanrı'yı çağırdım az önce

Kendimin bile sığamadığı

Kokuşmuş ve çürük damıma

Sığamadım.

Sığdıramadım da Tanrı'yı damıma...