Güneşin önüne gözlerini çekiyorsun

Gözlerin kapandığında şehre yağmur yağıyor

Bunlar günlük olağan şeyler, eyvallah.

Bültenlere son dakikalar giriliyor

Gazeteler sadece cam silerken aklımızda

Kalbinde delik var

Kalbinde delik var

Bu kışı atlatamaz diyorlar

Şiirleri hiç okunmamış doktorlar

Telaş sarıyor damı akan damsız evlerimizi.

Sabaha günaydın geceye meze ediyorsun ellerimi

Nereye koyacağım başımı şimdi

şefkat bile taşındı mahalleden

Dumanı üstünde tüten bu demini almamış gençliğin var ya senin

yüzüstü düşmeye meyilli yokuş çıkarken bencil

bitecek diye ben korkuyorum

kalbinin sıradan çinko karbon pilleri

doktor yazısı şiirlerin

Birbirine küsen iki yerli gibiyiz

Biz ölürsek kim konuşacak dilimizi.

Yaranın içinde yankısı kanıyor

Sen kabuk tutunca yara kapanır sanıyorsun.

Merdiven çıkmayı çocuk oyuncağı sanma

Çıktıkça göğün göğsü kabarıyor

Nefes nefese kalmak

sadece yataklara özgü değil burada

Tırabzanlar bile ikimiz için değil

Meryem kadar masum değilim

İsa gibi yüzümden bin parça düşmüyor

İtiraf ediyorum,

Yedek parça sıkıntısını

gelişmekte olan şiirler olarak çekiyoruz

Çarmıhıma şahit ellerimi yazmışlar

Sanırım yağmur yağacak beni şimdi sen tutar

Bir fareysem de deliğimi kaybettiğimden

Tıklım tıklım doluyuz,

daha fazla yolcu alamam

Ayakta kalır tutunurum diyorsan

tutun bu şiire

Zira,

Elimi daha fazla uzatamam.