Saçmalayacağım bir köşe de burası olacak galiba, bu gece de, yine.


Sürekli düşünmekten yorulduğum ama çok keyif aldığım zamanlar oluyor, mesela diyorum ki ya başka bir dünya da varsa? Çok saçma bir düşünce olduğunun farkındayım, yüzüme vurmanıza gerek yok ama düşünülüyor işte, insanoğluyuz canım Allah Allah, düşünmesem vakit geçmiyor, düşünsem deli oluyorum, bir çıkmazın ya da bir labirentin içindeymişim gibi geliyor ama hiç sıkmıyor, sadece yoruyor. Düşünmeyi bırakıyorum, diyorum ki: ‘’Oğlum, bu çok saçma bir düşünce yani kendi kendini yer yer durursun, boş ver vallahi, hiç uğraşma.’’ Aradan çok uzun bir zaman geçiyor, yaklaşık on dakika kadar, sonra tekrar sar başa, on dakikada bir dejavu oluyorum kendi kendime. Yormasının kendimce hiçbir zararı yok, hayat yormuş zaten deyip çok basit bir cümleyle bu işin içinden sıyrılmak isterdim ve galiba sıyrılacağım ama bugün de bunu düşündüğüm için yazmak istedim.


Çok başka düşündüğüm ve hayalperestliğin dibine vurduğum zamanlar oluyor, bu zamanlarda şöyle, yani gün yirmi dört saat desek, on saat uyuyorum, geriye kalan on dört saatin yaklaşık dört ya da beş saati sürekli düşünmekle ve uçuk hayaller kurmakla geçiyor. Çok basit düşüneyim diyorum, hani kapılıp gitme oğlum, bir dur yerinde aptal herif diyorum ama… Çok basit düşünmek aslında çoğu zaman işe yarıyor ama bazen de yaramıyor, işte tüm hayatım ve düşünme tarzım da böyle ikilemde. Kendi kendimi yorduğumun farkındayım ama elimden hiçbir şey gelmiyor, gelebilir belki ama… Aman boş verin canım, bu da böyle olsun. Yorsun birazcık beni hayat denen şey, çünkü yormadan bir şeyleri kovaladığımı, onlarla uğraştığımı, vakit geçirdiğimi anlamıyorum, anlayamıyorum ve sanırım anlamak da istemiyorum açıkçası. Çünkü bir şeyler yaptığımın farkında olmayı istiyorum ki galiba ben dahil birçok insan bunu ister ve galiba bunu da seviyorum, kendi kendini tatminkârlık söz konusu galiba.



Yahya Kemal Beyatlı diyor ki: '‘İnsan, alemde hayal ettiği sürece yaşar.’’

Galiba, sürekli bir şeyleri hayal etmemin tek sebebi bu, yaşama isteği. Yahya Kemal belki bu cümlede yaşama isteğinden bahsetmiyordur ama yine basit düşünerek direkt yaşama isteği dedim… Yani şey olarak düşündüm birazcık, ''yaşamak istiyorsan, hayal etmek zorundasın''.


Evet, hayal etmemin tek sebebi yaşama isteği çünkü hayal etmesem ruhum da, bedenim de yerinde sapasağlam duramayacak -ki tabii bu kendimce bir kanı- ruh bedenden ayrıldığı zaman yapabileceğim hiçbir şey kalmıyor sizin de bildiğiniz üzere ve ben, ruhumun ve bedenimin yüz elli milyar milyor sene yaşamalarını istediğim için böyle bir şey söyledim. Evet, bunu daha önce de söylemiştim.


Sizlere hayallerimi anlatmak isterdim açıkçası ya da neler düşündüğümü… Hayallerim çok uzakta, düşüncelerim ise beynimi kemirmekle meşgul. Özür dilerim.