Acıklı salçalar sürüyorum bugünlerde ekmeğime. Kahvaltılarıma küçük tatlı şişelerde zehirler hazırlıyorum. Yürüyüşlere çıkıp ölmek için dualar ediyorum. Yaslandığım duvarlarda çekiç izleri. Yıkılışlarını izliyorum.


Yaşayan geçmişim, susan geleceğim. Beni azad edin. Ben şuanda kalmak istiyorum. Yeşermiş bahçelerimde dikenler kaldı. Kırılmış kalbimde yara bantları. Durdukça kanıyor. Kanın kırmızısı ruhumu ateşe veriyor.


Demlenmiş kahvem, içimden sökmeye çalıştıkları huzurum, balkonumda duran her fırsatta sakinlik seslerini söndüren rüzgar çanım. Tutunduğum dallarım. Bıraksalar çığlık çığlığa fışkıracak umudum. Tutmasalar bulutları aşacak şu yorgun kelimelerim.


Dağınığım işte biraz bugünlerde. Ne bileyim insan olamayacağını bildiği şeylerin yolunu gözlüyor bazen. İstediği gibiymiş gibi görüyor. Farklı gözlüklerle bambaşka hayaller kuruyor. Sonra işte bir fısıltı koca bir çığ oluveriyor.