Çıktım evimden öylesine belki de ölesiye yürüyorum, iniyorum sahile oturuyorum bir banka.
"Deniz ne kadar temiz böyle." diyorum. "Keşke insanlar da, kalpleri de böyle temiz olsa.” diye düşünüyorum. Bu duyguyu hep hissederiz, yağmur yağdığında bile keşke insanlar da bu yağmur damlası kadar temiz olsalar, deriz. Düşünceleri atıyorum bir kenara, devam ediyorum berrak denizi izlemeye. İçindeki balıklar, denizanaları nasıl güzel birbirlerine çarpmadan yol alıyorlar. Biz ise hep birbirimize toslarız, hep yollarımıza engel koyarlar, hayallerimizi gerçekleştirmemize mani olurlar, fırsat vermezler. Oysaki balıklar denizin sonuna, sonsuzluğa kadar yol alabilirler.
Bu düşüncelerimi de koyuyorum kenara, bu kez bir gemi görüyorum dalgalara karşı nasıl da savaşıyor böyle. Ama ben bu gemi kadar güçlü olamıyor, savaşamıyorum hayatla, insanlarla. Bu düşünceleri de atıyorum cebime. Yürüyüşüme devam ediyorum. Yine tanıdığım, tanımadığım, iyi, kötü, nankör, zarif, kaba, samimi karışık insanları görüyorum.
"Boşver be, otur banka çıkar denizin tadını hem denizin iki yüzü de yok, kendi dünyanı deniz yap bugün hiçbir insan olmasın tek sen, deniz, balıklar. Olsun çağırma dünyana önüne engel koyanları, çağırma dünyana iki yüzlüleri.”
Cem Kılınç
2020-09-27T13:41:06+03:00Teşekkür ederim Mocan Bir gelişme varsa çok mutlu eder. Teşekkür ederim Reyhan Umarım bozmam bu güzel anlatımı:)
Reyhan Polat
2020-09-27T12:19:24+03:00Ne anlattığını bilen bir yazı olmuş. Güzel de bir anlatım. Kaleminize sağlık.
mocan
2020-09-27T12:11:09+03:00beğendim yazını cem, tebrikler :)
Cem Kılınç
2020-09-27T11:37:09+03:00Teşekkür ederim tarihi kitaplar da çok seviyorum ama pek siyaset bilim okumuyorum. Teşekkürler:)