Denizin dalgaları vururken anılarıma, güneşin batışını izliyorum. Şaşkın, üzgün, huzurlu. Yanımda olsa acılarını, sevinçlerini paylaşabileceğim bir insanın türküsünü dinleyerek. Bir insanın, bir köyün, bir dünyanın. Çok sevilenin bile umurunda olmadan, oturup denizin dalgalarını yalayarak gelen rüzgarla sigaramı paylaşıyorum. Oturmaktan kasıt düşünmektir çoğu zaman. Oturan insana bundan dolayı saygı duymak gerek.


Victor'umla oturuyorum. Ah Victor'um, sana bir şey olsa öyle bir ağlarım ki gözyaşlarım cisimleşip şekillendirir duyduğum acıyı. Sen her şeyi hissediyorsun zaten biliyorsun. Senin izninle bağ kurmadım senle, sadece sığındım güzel duygularına. İçimi okuyabildin ve böyle izin verdin bana. Sana minnettarım; duygularına, anlayışına, hoşgörüne. Şimdi ve geriye kalan kısacık ömrümde senin çıkarsız sevgine layık olacağıma söz veriyorum, bu batan güneşin narin ışınları altında.


Denizin mırıldandığı geçmişle ve güzel anılarla oturuyorum. Zaten güzel anılar değil midir insanın içini burkan? Yüreğin en dibinde yer edinmişlerle oturuyorum. Yokluklarının hüznünü hissederek. Anıları anı yapan, onları beraber yaşadığın insanlardır çünkü. O insanlar da iyi niyetin vücut bulmuş halleridir. Ne bir yâr ne bir canan alabilir yerlerini. Eşi benzeri bulunmaz bir şeyler varsa, anılarınızdaki insanlardır canlar. Bunu sakın unutmayın.


Uçsuz bucaksız deryada hiçbir gücün yerini değiştiremeyeceği bir gemiyi izleyerek oturuyorum. En güzel yılları temsil eden gemiyi. Doya doya geçiremediğim ama anlatılırken sessizce ve gülümseyerek dinlediğim zamanların imgesi. Gözümden yaş akıyor bir parçası olsam şu geminin diyerek. En önemsiz parçası bile olsa. Denizin içindeki alt pervane de olsa. Keşkeler gereklidir canlar, keşkeler insana yaşayamadıklarını yaşama fırsatı verir. Hiçbir zaman keşke demekten korkmayın.


Bir deniz işçisi olsam keşke diyorum bazen. Bu güzel yerde bulunurdum sürekli. Düşüncelerimi çürümek üzere olan duvarlara ya da küçük kağıt parçalarına yazmaktansa denize yazsam keşke diyorum. Gitsem gemimle, Victor'umla, anılarımla denizin en orta yerine. Göz atsam derinliklere, geçmişe. Güzellikleri en iyi koruyan deniz değil midir zaten?


Ah canlar, ne olursa olsun yüreğinizi korunan güzelliklerle süslemelisiniz. Mavi, yeşil, kırmızı; daha sayamadığım, bilmediğim tüm renkleri barındıran güzelliklerle. Duygular da gerçektir canlar. Duygular gerçek insanın gerçekleridir. Gerçeğiyle insan olmaktan âlâsı var mı ki zaten?