Cesaret ve utanmak

Kodlanır bir duvardan yükseğe

Sesini kesen bir iç sesi

Gömüyor dervişi uyku mu denir?


Hiç haberi yok moderniteden

Haramı helalden uzak düşünür

Düşünür çünkü

Yitirmek üzredir var bildiklerini

İşte bu yırtıktan dökülür

İnsanı insan yapar arzular


Ölümü sevmez çünkü insandır

Aşırı bulur sevmeyi sevişmeyi

Kırılır da kırılır işte

Aşırı da kendidir oysa

Öte de...


Kadın nedir sorsan

Bir cevabı yoktur çünkü

Yoktur üç kelamı mürşidin

İşte bildikleri

Geçmeyecektir mürşidi

İşte mürşid ölürse derviş ölür


Kahverengiye boyadığı umudu

Kendisinden uzakta saklar

Saklar bu onundur

Dergaha girmeyecek hadde

Bir beyaz poşette haram somundur


Şuuru şuursuzluktur

Bilinci cehennem karası

Özlüğü tutarsız

Değeri toplumcadır.


Bir gün bir duvar yıkılır

Karanlığı duymak ona

Hiç bu kadar aydınlıkca olmamıştır

Kovaladıkları durur kaçmaz

İşte

Uzatamaz elini

Çünkü ne emri vardır mürşidin

Ne bilip istemişliği bir kere


Derviş keser kollarını

Der:

Ölüm varla bir olmaksa

İntihar ölmek değil mi?


Koparır kıyametini

Bu isyanı bildiği tek düzenedir

İşte bu ilk sorgusudur

İşte bu tam kendisidir


Derviş ölür

Kendi kalır geriye

Şimdi duvarın yıkıldığı yerinden

Bir gökyüzü uzanmıştır eline


Yazılarla

Yaşamak!