Açıkçası buraya ne yazacağımı bilmiyorum. Sadece ellerim klavyenin üzerinde geziniyor diyebilirim.

Tam mutlu olacağım derken illa yoluma bir engel çıkıyor. Olsun deyip hiç olmazsa kışımı yaza çeviren arkadaşlarım var diyorum. Sonradan anlıyorum ki onların da güzden hiçbir farkı yokmuş. Sırtımı yasladığım duvarların alçısı hep bayat. Alçılar dökülüyor, sadece bakıyorum. Çünkü ben bir inşaat ustası değilim.

Yaşananlar yaşanıyor. Ben ise bu trajik tiyatroyu izleyen bir seyirciyim.

Kime ne yaptım, kaygım neden bu kadar devasa bilmiyorum ama Tanrı'nın (?) beni sınadığını biliyorum. Belki de sadece buna inanmak istiyorum. Kafam karışık. Hiç olmadığı kadar hem de.

Umarım bu biter.

Umarım bu uzun tiyatro sona erer.

En azından şimdilik.