Bir süre sonra dost olan cansız nesnelerin

Muhabbeti de sarmıyor sanırım

Ta öteki odadan belli oluyor

Şu rafların somurtkan tavırları

Emektar çekyatım

Günaydın demeyi zahmet biliyor

Köşedeki sehpa:

"Çayını soğuttun" demekten öteye gitmiyor


Camdan dışarı bakındım

Hemen şu köşede duran

Portmantoya asılı ceketim

Alıngan tavırla derin bir iç çekti

Bahar yüzü görmeyecek gibi


Al bir hale bürünmüş

Güneşin gözünü yumduğu yer

Rutinden bezmiş güneş

Artık veda bile etmiyor


Kaygılarım diri bedenimi hırpalıyor

Kapkara gecenin bir sabahı kalmamış gibi


İştahım derin bir yara gibi kesik

Dilimi pek de dizginlemedi

Düşünceme vurulan kelepçeler

Umut da vermedi çelimsiz vaatler


Aranıp duruyor

Eğri hayatımın hallice çetin ustası

Ruh halimin eğip büktüğü

Omurgasını hallice kaybetmiş

Kişilik mevcudiyetiyle

Zaman ile mum gibi eriyip gidiyor

Üzerine gözyaşı dökülen

Vefadan yoksun hislerle...


Bir dağ kadar dingin

Sevgiden ırak yaşamın sebebini

Kader diye yorumlayıp

Yükü kolay bi şekilde üzerimden atıyorum



(Resim - Ilya Glazunov)