Dikkatin neredeyse sen de oradasın. Rüyamda en son duyduğum cümle buydu. Gün boyu ara ara düşündüm bunu.


Dikkat büyük bir enerji, büyük bir güç. Ne kadar çabuk dağılıyor değil mi? Konsantre olmak git gide zorlaşıyor. Bunun sebeplerinden biri de sosyal medya. Giderek kısalan videolar, beynimizde dopamin salgılanmasını sağlıyor evet ama hemen sonrasında dopamin seviyesi düşüyor. Ve bize ilginç gelecek diğer videoya kaydırıyoruz dikkatimizi. Bu mutluluk mu Allah aşkına? Kendimizi kandırmak değil mi bu?


Sonra kitap okumak zorlaşıyor. Bir şeye odaklanmak zorlaşıyor. Bir arkadaşımızı tüm dikkatimizi ona verip dinleyemiyoruz bile. Elimiz telefona gidiyor. Bildirimlere, beğenilere bağımlı hale geliyoruz. Bunlardan kurtulmak mümkün değil mi peki? Çağın gerektirdiklerine uygun yaşıyoruz deyip kapatacak mıyız bu defteri? Hayır bu kadar basit değil. Böyle yaşamak için gelmedik dünyaya.


Bunların hepsi tuzak. Modern yaşamın aslında köleliğe benzediğini söylemeye çalışıyorum. Cep telefonlarının, tabletlerin bilgisayar ve playstationların kölesi olmuş durumdayız. Teknoloji özgürlük getirmiyor her zaman öyle değil mi?


Biz insanlar diğer canlılardan farklı olarak anlam arayışı içinde yaşarız. Ve anlamdan git gide uzaklaşıyoruz. Anlamı kendimiz de yaratabiliriz. Sanat bunun için var. Teknoloji 'sayesinde' içimizdeki anlamsızlığı sürekli ertelemeyi öğrendik. Ve bu bizi uzun vadede huzursuzluğa mutsuzluğa depresyona götürüyor.


Robotların insanlaşmasından değil insanların robotlaşmasından korkuyorum demişti şu an hatırlayamadığım biri.


Uzak mı duralım teknolojiden? Bence evet. Mesafe koyalım aramıza. Telefonları fırlatıp, yemyeşil çimenlere koşalım demiyorum ki keşke mümkün olsaydı böyle bir şey. Ama dışarda bir dünya var keşfedilmeyi bekleyen. Anlaşılmayı bekleyen insanlar, sevilmeyi bekleyen hayvanlar var. Ve hiçbiri sanal değil, hepsi gerçek. Kanlı canlı nefes alıyorlar ömürleri var ve tükeniyor tıpkı bizim gibi.


Bir gün bu dünyadaki son günümüz olacak. O zaman hiçbir şeyin önemi kalmayacak. Biriktirdiklerimizi götüremeyecegimiz gibi sahibi olduğumuzu sandığımız bu bedenden de vazgeçmek zorunda kalacağız. O son gün belki çok yakın, belki daha zamanımız var bilmiyorum. Ama zamanımızı nasıl değerlendirmek istediğimizi etraflıca düşünmemiz gerektiğini biliyorum. Daha genciz diyoruz belki ama ölüm genç yaşlı ayırmıyor.


Dikkatinizi bir süreliğine ödünç aldığımı varsayıyorum. Ve içimden geçenleri sıraladım işte. Umarım hepimiz zihnimizi kontrol edebilecek güce erişiriz ve dikkat dağınıklığından kurtuluruz. Ve telefon bağımlılığından. Ve her türlü bağımlılıktan kurtulmak dileğiyle.