Dışarı soğuk ve yağmurlu. Üşümüş de apartmanın merdiven boşluğuna sığınmış bu köpek. Kaşlarını hazin bir şekilde yukarı kaldırıp zaten tortop olmuş gövdesini duvara öylesine bir çekişi vardı ki sanki şöyle diyordu: "Ne olur acı bana. Dışarı kovalama. Görüyorsun ya, biri bir şey diyecek diye diken üstündeyim. Bir çocuk bile höt dese korkup hemen dışarı kaçarım. Ne olur, acı bana. Birazcık durayım şu köşede. Yağmur fena ıslattı ve üşüdüm de. Kimseye zarar vermem, vallahi vermem. Sabah da kalkıp giderim zaten. Eh, ne de olsa açlık, soğuğa galebe çalacak..."

Göz hizasına eğildim ve ben de gözlerimle "Korkma yavru, uyu burada. Bir şey demem sana, merak etme." dedim ve arkadaşın evine yöneldim. İkimiz de kendi dilimizce konuştuk ve galiba anlaştık...