Sus!

Gecenin diyecekleri var,

Anlatmak isteyip yıllardır,

Anlatamadıkları var!

Karanlık verdiği sokaklar,

İçinde işlenen cinayetler.

Kimisinde efkarlı silüetler,

Birinde terk edilişler,

İkisinde tasarlamalar var.


Susalım...

Gecenin nefreti var güneşe,

Gitmelere gelmelere,

Kimsesizliğe,

Sevgisi var nefrete,

Ve nefreti nihayetinde sevgiye.

Konuşup söyleyesim geliyor,

En çok onun var sevgisi, sevgiye.


Sus! Söyleyeceklerim var.

Kalp kıran bir nefretin,

Kemik donduran soğukla,

Ölümsüz kardeşliğini anlatır

Yarım kalmış bu şiirler,

Kalbi kör bir adamın sevgisi ile

Yazılmış,

Yarım kalmış şiirler, sana uzun gelirler,

Doğmamış şiirler, çok konuşmuşum gibi...


Şimdi susacaklarım var!

Konuş öyleyse çocuk.


Kasvetli gece,

El verir elbet sabaha.

En uykusuz gece,

En tatlı uykuya.

Hırçın dalgaları hayatın,

Bıkkınlık getiren sessizliğe.

Küfür ederiz kimsesizliğe,

Sonra çokluğun böylesine.

Siz koca insanların dili,

Geçer bir papağanınkini.

Yıllar, asırlar, dinledik hep sizi,

Bitmedi sözünüz bi'!

Onca zaman geçti,

Bunca sözünüz neyi değiştirdi ki?