Çatırdamış göğsümdeki iman sandığım isli külfet
öylesine anlamsız ki her şeyi anlamak yahut anlatmak
bir anlama gelsin diye hiçbir şeye uzatmıyorum kelimelerimi
beni ömrümce oyalayan akıl niçin genzimi yakar bilmem
hiçbir cevaba itimat etmeksizin sürdürdüğüm sorular nedendir
doğmak mı nedir, hangi belâyla muhatap kılındım kim bilir
her şey, biraz soluğumdaki saçma ve (h)içli ısrara rağmen...
ömrümce zihnimde hissetiğim garip bir boşluk,
yaşıyorum yarım solukla, dünyayla dolmuyorum
yanılgı ya da idrakmış cinnetsizliğimin tek sebebi
hiç var olmasaydım ne müsterih olurdum,
zaten zaman ve mekanla biraz yok sayılıyorum
kısa bir müddet içinde tasavvur edilemez bir kaos bu
insan denildi bana, bütün karmaşa bundan
insansam bunun neresinde insanlığım
bilmem hangi el dikti göğsüme umutsuzluğu
soluğuma akıldan istifade mükellef sayıldım
ne biçim bir kifayet bu, hissedişim niçin göz ardı
bu gök kubbe altında göz yaşından ah bir arınaydım
belki kalbim o vakit secdeden hiç ayrılmazdı
er ya da geç alacaksa alsın,
can mı ruh mu, ne fark eder artık bu bedende
bıkmışım insanî olan her şeyin düşününden
kan ter döktürmekten başka neydi zaten
insan olmak ki ne mümkün bu cehennemde