Dünyadandır dedi!
Dünyadandır omuzlarımın bu denli yorgun oluşu.
Adımlarımın ve pardösümün,
Her an gitmelere hazır olması.
Kederdendir dedi!
Kederdendir bir vadi gibi sükûn olmamın sebebi;
Halbuki anlatılacak o kadar çok şey varken,
Bir kuytu su sızıntısı gibi sakin ve
Durgun durmamın nedeni.
Kara dumanlar ve çatlak damların altında,
Yağmurlu bir şehri izliyorum,
İçimde bütün alevleri ısıtacak bir yangınla.
Bu bir arayıştır dedi!
Lakin bu arayış aramakla bulunamaz,
Söz söylemekle tükenir mi?
Aranan aramakla bulunur mu?
Bulamazsın!
Öyle bir giz ki:
Ele vermiyor kendini,
Saklayan ustaca saklamış.
Var edense kıskanıyor besbelli…
İçerimdendir dedi!
Şiirin, divitin ve müstakbel tüm ümit kelimelerinin yemini,
Tozlu sofalar ve dolu kül tablalarına and olsun.
İçerimdendir bu hayatın üzerime bir vahşi gibi atlayışı.
Benim yaram içerimdendir…
Yollar puslu, ay sönük, kuşlar kıtlık çekiyor yuvalarında,
Başımda tonla buhran,
Benim içim yuvalara yanmada.
Suskunluğumdandır dedi!
İnsanların hep kendini,
Söz hakkına sahip olduğunu sanması,
Ufak kikirdemeler, anlaşılamazlıklar
Benim derinliğimdendir.
Kendini düşün dedi bu kadar yufka yürekli kalma
O derken ben yağmurlu bir şehri izliyorum:
Gözlerimde bulutlara ait olandan;
Daha ağır,
Su zerrecikleri.
Dökemiyorum!