Sabaha karşı bu vakitlerde Sevgili çağırıyor gün ağarmadan

Ben ise bu vakitlerde bir aşeka sarıyor

Ayak parmak uçlarımdan boynuma 

Kuruyor muyum, boğuluyor muyum?

Çaresizlik miyim, hırçınlık mı?

Bir sızı sadece

Sadece

Nerede olduğumu isterken bilmemek

Fark etmek orada olmadığımı

Bir sızı

Bir yerlerde güneşler doğarken

Bir yerlerde ben

Buralarda saat dörde çeyrek varken

Ve vakit dört dakika ilerlerken meridyen meridyen

Sana yetişemeyeceğimin korkusunu yaşıyorum

Her dakika başına, sen bir dakika ilerliyorsun benden


İnsanoğlu meridyenlere kafa tutamadığından

İnsanoğlu zamanı durduramadığından

Sarılmayı icat etmiştir

Kollarım dört dakikadan kısa

Kollarım cılız, kollarım aciz


Sığmıyorlar satıra, tabancamla konuşuyorum

En az üç farklı şekilde öldüğüm senaryoları

Tabancamda taşıyorum

Ve bunlar kafamda sana yakın bir yer kaplıyor

Dört dakikadan çok az


Ey zaman!

Benim cevap bekleyen senden

Dört dakika bekle, bekle dursun birkaç meridyen

Otobüsler kalkıyor bir bir yetişmem gereken


Aşeka; kuruyor muyum, boğuluyor muyum?

Kollarım cılız, ellerim titriyor

Annem çok üzülür, biliyorum

Bu mesafeden öldürebilecek miyim beni?