Çürüklerimi acıtırcasına varlığı üstüme gelen ve hep üstün gördüğüm ruhlar. Çok küçük kalıyorum. Çirkin bir çaresizlik gibi duruyor varoluşum. Asaletim en son nerede terk etti beni?
Dağılıyorum hep bir dağılma. Bahçeyi otlar sarmış ve ağaçlardan artık gökyüzü görünmüyor. Derin bir siyah ve onun ürkütücü dinginliği...
Pis bir sıcak üfürüyor otların arasından. Kokuyor is gibi. Tütüyor bin yıl önce sönmüş bir ateşin hayaletleri. Ay'dan bir ışın demeti ulaşabiliyor bazen. Onunla bir an mutlu oluyor, sahiplenmek ve içinde taşımak istiyor. Fakat bir anda kapanıyor zemberek.
Sadece gerçekleşeceğine inanabileceğim bir duaya ihtiyacım var. Belki bir düzlük vardır, gökyüzüne açılan...