Yüreğimi kakışlayan önce dindi

Şimdi o kıpırtısının aksi dündü

Sızılarla eğildim cenup ufkunda

Uyluklarımda birikmesin diye zan

Pusuda bekler eğilmedikçe azan

Yer minderiyle aşığın mihrabında

Yüreğimden kopan ayağıma indi


Dün taşınmazmış bugünün metresine

Nasıl çekilirse malum dert ve sine

Eller, yüz, kağıt, kalemden çizik çizik

Kedi gibi oynaşır akıl ve kader

Uykulardan artıktır rüyadan keder

Hepsinin altında ruhtaki eziklik

Hangi tövbe geçirir bir ötesine


Meyyidin üstünde nazardan gömlek

Mahrem yerinde gezinir sudan çömlek

Gassalın dilinden ifrit söz dökülür

Mezarcının elinde nasır yarası

Seçilirken beden, ömür, ruh darası

Kola binince yük, terazi bükülür

Yaşamdan güç sergüzeşt, bir defa ölmek