“Savaşın kalıntılarını saklayacağız.

Bir damla kanını, intikamını kurutmasın kimse.

Zulüm uzanırsa yeniden göğsümüze,

Mızrağını bilesin, çürütmesin kimse!


Nil, ilim getirsin çatlayan dudaklarımıza.

Bilmeyen sussun, incitmesin kelimeleri.

Madem kaderin aynı rüyasındayız.

Bize sürecek merhemi yoksa

Yaramızı daha da kanatmasın kimse.


Son ağlayan çocuğun gözyaşı,

Abıhayat yağmurudur ruhumuza.

İmkanlar sızlamasın, durulsun.

Belki arınırız da insansızlığımızdan.


Onmaz sanılan yaraların,

Lav kurusu kabukları çatlayınca,

Yaşadığımızın adı:

Duru bir çiçeğin doğum şarkısı.


Bu şarkıya, aydınlığa ve kurtuluşa

İlk inndığımız güne gidip mesken tutacağız.

Bir gün barış mutlaka görünecek avlumuza.

Barışın şarkısını dudaklarında taşıyanlar,

Neden savaştığını unutmadan yaşayanlardır.”